İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, Hrant Dink’in ailesinin avukatları ile sanıkların avukatları katıldı. Adem Sarıgöl, Abdullah Dinç’in de ortalarında bulunduğu 4 tutuksuz sanık duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada kelam alan Hrant Dink’in ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Hrant Dink’in vefatından sonra başlatılan soruşturma ve akabinde açılan davaların süreçlerine ait açıklamalarda bulundu.
‘BERAATİMİ İSTİYORUM’
Kelam alan Abdullah Dinç, temel hakkındaki mütalaada öteki cürümlerden beraatinin istendiğini, tek hatadan ceza talep edildiğini belirterek, “Görüşmeden bahsediliyor. Ankesörlü telefondan sıfır saniye yapıldığı öne sürülen görüşme sıfır saniye. Beraatimi istiyorum” dedi.
ALİ FUAT YILMAZER MÜHLET İSTEDİ
Mahkeme salonuna tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemi ile duruşma salonuna bağlanan Ali Fuat Yılmazer, şimdi temel hakkındaki mütalaayı inceleyemediğini belirterek bugün savunma yapamayacağını söyledi. Yılmazer, mahkeme liderinden müsaade alarak SEGBİS odasından ayrıldı. Savunma yapan kimi sanıkların avukatları mütalaaya katıldıklarını belirterek, müvekkilleri hakkında mütalaa doğrultusunda karar verilmesini talep ettiler. Kimi sanık avukatları da da temel hakkındaki mütalaaya hazırlanmadıklarını belirterek müddet istediler.
DURUŞMA HAFTAYA ERTELENDİ
Mahkeme duruşmayı 22-23-24 Aralık.2020 tarihine erteledi. 22 Aralık tarihli duruşmada Adnan Acar, Cevat Eser, Atilla Güçlüoğlu, Metehan Kadir Yıldırım, Muammer Ay, Niyazi Malkoç, Rahmi Özer ve avukatlarının, 23 Aralık tarihinde Resul Kütüoğlu, Tevfik Cantürk, Ünsal Gürel, Ahmet Gürel, Ahmet Çetiner, Ahmet Faruk Aydoğdu, Ahmet İlhan Güler, Birol Ustaoğlu ve avukatlarının, 24 Aralık tarihinde de Engin Dinç, Eyüp Temel, Hasan Durmuşoğlu, Hüseyin Yılmaz, Mikdat Özbek, Murat Bayrak ve Musa Yıldırım ile avukatlarının savunmasının alınmasına karar verildi.
Türkçe ve Ermenice yayımlanan Agos gazetesinin genel yayın direktörü ve sol görüşlü bir siyasi hareketçi olan Hrant Dink, 2007 yılı Ocak ayında gazetesinin ofisi önünde silahlı bir taarruz sonucu hayatını kaybetmişti. Dink, akından bir kaç ay evvel, yazdığı bir yazı nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun değiştirilen 301. unsuru uyarınca “Türklüğe hakaretten” mahkum olmuştu.
Karar