Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), uzun bir müddettir rölantiye aldığı faizini geçen ay arttırdı. 8,25 olan faiz, 200 baz puanlık artışla 10,25’e ulaşsa da hala örtülünün yakınına gelemedi. Günlük fonlama faizi de Eylül 1’de 10,15 iken grafik yavaş yavaş üst hakikat tırmanıyor. Tam bir ay sonra ekim ayının birinci gününde 11,20’ye ulaşırken, dün 11,93’e çıktı. Böylelikle fonlama faizi yine yüzde 12 düzeyini gördü.
TCMB dün klasik usulle düzenlediği 10 Kasım vadeli repo ihalesi ile piyasaya 9 milyar 999 milyon 999 bin 999 lira verdi. İhaleye, 42 milyar 325 milyon liralık teklif geldi. İhalede en düşük ve ortalama kolay faiz yüzde 13,25, en yüksek kolay faiz yüzde 13,27 olurken, en düşük ve ortalama bileşik faiz yüzde 14,09 en yüksek bileşik faiz ise yüzde 14,11 düzeyinde gerçekleşti. Evvelki gün Merkez, yabancı para cinsi zarurî karşılıklardan alınan komiteleri azaltırken, Türk Lirası cinsi zarurî karşılıklara ödenen faiz/nema oranlarını yüzde 5’ten yüzde 7’ye yükseltti. TCMB, bankaların döviz cinsinden tesis edilen mecburî karşılıkların mevduat/katılım fonu (yurt dışı bankalar mevduatı/katılım fonu hariç) yükümlülükleri için tutulması gereken meblağa kadar olan kısmı üzerinden uygulanan kurul oranlarını yarı yarıya düşürdü. Ayrıyeten, TL cinsinden tesis edilen mecburî karşılıklara ödenen faiz/nema oranlarını da kredi büyüme şartından bağımsız, kredi büyüme şartını sağlayan ve sağlamayan bankalarda da 200 baz puan artırdı. Analistler, kelam konusu düzenlemelerin son devirde gerçekleşen olağanlaşma süreci kapsamındaki öbür adımları takviyeler nitelikte olduğuna dikkati çekti. Yabancı para ZK’lardan alınan kurulların azaltılması ve TL ZK’lara ödenen faizlerin artırılmasının bankacılık sisteminin aracılık maliyetlerini azaltacağını belirten analistler, bu değişikliklerin, olağanlaşma devrinin emellerine uygun olarak, mali transfer sistemini ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceğini vurguladı.
8,25 DÜZEYİNDE SEYREDİYORDU
Merkez Bankası 24 Eylül’deki faiz kararında, siyaset faizini 200 baz puan artışla yüzde 10,25’e çıkarttı. Merkez Bankası’nın ekonomik büyümeyi desteklemek ismine siyaset faizini düşük düzeylerde tutması ve mali sıkılaştırma için ikincil araçlara başvurması, yatırımcılar ve ekonomistler tarafından enflasyon vurgusuyla eleştiriliyordu. Enflasyonun çift hanelerde kalmaya devam ettiğini hatırlatan piyasa uzmanları, Merkez bankası faizinin enflasyonun altında kalmasıyla birlikte Türkiye’nin negatif gerçek faiz sunan bir ülke haline geldiği ve bunun da bilhassa dış yatırımı caydırdığı söz ediliyor.
PİYASAYA NAZARAN DEĞİŞİKLİK OLMADI
Ekonomist Prof. Dr. Yalçın Karatepe Merkez’in faiz ataklarıyla ilgili şunları söylemişti: “MB bu artışı yaptı fakat onu yaptığı sırada piyasada oluşan yüklü ortalama fonlama maliyeti yüzde 11’e yakın bir düzeydeydi. Münasebetiyle MB aslında faizi arttırarak faizi arttırmamış oldu. Bu karmaşık bir tabir üzere görünebilir fakat şu demek; MB değişik kanallardan borç verir, kolay bir faiz sistemi uygulamaz. Siyaset faiz oranı, geç likidite penceresi…vb farklı alternatifleri var. MB siyaset faizini düşük tutuyordu lakin bankaları öteki kanallara yönlendiriyordu ve orada oranlar daha yüksekti. Hasebiyle 200 baz puan siyaset faizi arttırmak faizlerde bir değişikliğe gitmek manasına gelmiyor.”
Karar