Dağda HES’ler var. Menfezi hesaplarken yanlış bilgi kabulleri yapılmış, gelen suyu tapılmış, gelen suyu taşıyamamış. Karadeniz yolu üzerinde öbür yolu üzerinde diğer menfezler de var, ders alınıp denetim edilmeli.
Devlet de sorumlu. Sıfır giriş, dere yokmuş üzere yapılmış. Belediye, emniyet, meslek yüksekokulu binası da birebir biçimde. Örnek olması gerekli fakat kendi binaları da yanılgılı.
Trabzon Maçka’daki binayı, İstanbul Maçka’daki üzere yaparsan maliyeti ağır olur. İmar affıyla devlet affediyor ancak afet affetmiyor. İklim değişirken biz değişmiyoruz, sorun o.
Giresun’da yaşanan sel felaketinin yaraları sarılmaya devam ediyor. Lakin dere yataklarına yapılan yerleşim sebebiyle birçok bölgedeki hasar geri dönülemez boyuta ulaştı. 9 kişinin hayatını kaybettiği faciada hasarın boyutunun bu derece yüksek olmasında devletin de sorumluluğu bulunduğunu savunan İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, dere yatağındaki yapılaşma ile su basman düzeyindeki yanlış hesaplamaya vurgu yaptı. İndependenttürkçe’ya konuşan Prof. Dr. Kadıoğlu, devletin kendi binalarında dahi tedbir almadığını belirtti. Kadıoğlu ‘’ Yer yer heyelanlar, derede küçük küçük göllenmeler olduğu da görülüyor. Belediye binası, emniyet binası, meslek yüksekokulu üzere devletin yaptığı binalar da tıpkı halde yapılmış. Devletin örnek olması gerekli lakin kendi binaları da kusurlu. Yüksek su basmanlı binalarla devlet örnek olmalıydı lakin herkes üzere, dere yokmuş üzere davranılmaya devam ediliyor’’ dedi. Kırsal yapılaşmaya dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Giresun’daki hidroelektrik santraller (HES) ile menfezin durumuna dikkati çekti. Kadığoğlu ‘’Dağda HES’ler var! Menfez yanlış projelendirilmiş, gelen suyu taşıyamamış, bu çok net. Menfezi hesaplarken yanlış data kabulleri yapılmış’’ dedi. Su basman düzeyinin yanlış hesaplandığını ve binaların yanlışlı biçimde yapıldığını tabir eden Mikdat Kadıoğlu, günümüzdeki yapılar incelendiğinde su basman düzeyinin içinin boşaltıldığını, bir yeri su basması ihtimalinin göz önünde bulundurulmayarak hesaplandığını savundu.
İMAR YANLIŞINI DEVLET AFFEDER FAKAT AFET AFFETMEZ
İmar affıyla yanlış yapılanmaların önünün açıldığına dikkat çeken Kadıoğlu bu durumun felaketin boyutunu artırdığını belirtti. Kadıoğlu ‘’ İmar affıyla devlet affediyor lakin afet affetmiyor. Hiçbir şeyden ders alınmıyor. 2 gün ağlayıp bir daha ki afete kadar bekliyoruz. Af getirilecekse, ‘Binanı sarsıntıya, sele karşı sağlam yaparsan affederim’ diye kaide koşulmalı. Yasal olarak kayba uğruyoruz. Daha fazla can ve mal kaybı olacak’’ dedi.
İKLİM DEĞİŞİRKEN BİZ DEĞİŞMİYORUZ
İklim değişikliğinin tabiat hadiselerinde her şeyin sorumlusu üzere gösterilmesinin ynalış olduğunu da vurgulayan Mikdat Kadıoğlu, hava ve iklimin günah keçisi olarak kullanıldığını tabir etti. “İklim değişti, o yüzden bu türlü oluyor” formundaki yorumların popülist bir yaklaşımdan ibaret olduğunu savunan Kadıoğlu, kelamlarını “İklim değişikliğini önemsiyor gözüküyoruz lakin önemsemiyoruz. Nitekim önemsiyorsak, bu hususa dikkat etmeliyiz” tabirleriyle noktaladı.
TAHLIL KLASIK MİMARİYE DÖNÜŞ
Karadeniz’deki eski konutların derelere nazaran yapıldığına dikkat çeken Kadıoğlu bölgede sıklıkla yaşanan sel felaketerine dair tahlilin ise klâsik mimariye dönüş olduğunu belirtti. Kadıoğlu, “Trabzon Maçka’daki binaları, İstanbul Maçka’daki üzere yaparsanız maliyeti ağır olur, sonucu da bu türlü felaket olur” yorumunu yaptı.
“DOĞAL DEĞİL İNSAN ELİYLE FELAKET”
İnşaat Mühendisleri Odası(İMO), Giresun’da yaşanan su baskını ve sel felaketi akabinde yaptığı açıklamada felaketin doğal bir felaket olmadığı, insan kaynaklı olduğu bildirildi. İmarın yanlış olduğuna dikkat çekilen açıklamada bilimsel usullerle bu tip hadiselerin daha öncesinden varsayım edilerek ömür alanlarını etkileyen afetlere dönüşmeden engellemenin mümkün olduğunun altı çizildi. Açıklamada ‘’Ülkemizi böylesi felaketlerle yüz yüze bırakan yanlış kentleşme siyasetlerine ve derelerin-ormanların tabiatını bozan projelere derhal son verilmelidir” daveti yapıldı.
Karar