İsmini Google’a yazdığınızda (Sedat Peker’in ismini anmasından sonra üretilen içerikler dışında) karşınıza içinde “anlamlı bağış”, “yardım”, “büyük jest, “yardımına koştu” geçen haberler çıkıyor.
Hayırsever bir iş insanıyla karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsunuz.
Kimilerini okuyalım:
“Ülkemizin tanınmış iş insanlarından Halil Falyalı bir prensip daha imza atarak bulunması hayli güç Kovid-19 için geliştirilmiş hayat kurtaran yeni kuşak ilaçlardan 100 adet bağışta bulundu.”
“Ülkenin önde gelen iş insanlarından Halil Falyalı ile Hüsnü Falyalı, Mart ayındaki kapanma sürecinde olduğu üzere, içinde bulunduğumuz süreçte de gereksinimli vatandaşlara yardım eli uzatıyor. Lakin bu kere, yalnızca Girne’deki değil; ülke genelindeki 10 bin aileye besin yardımı yapılacak.”
“Ailenin yardımına iş adamları Halil Falyalı ve Hüsnü Falyalı’nın yetiştiği kaydedilen açıklamada, meskenin yaşanabilecek bir formda tadil edildiği belirtildi.”
“Elazığ’da yaşanan sarsıntı felaketinin akabinde ülkemizin en kıymetli iş insanlarından birisi olan Halil Falyalı depremzedelere yardımda bulundu.”
“Elazığ sarsıntısı sonrası TV8’de bu akşam Acun Ilıcalı’nın düzenlediği yardım kampanyasına KKTC’den katılarak 170 bin TL bağışta bulunan iş insanı Halil Falyalı, bu cins olayların yaşanmamasını diledi”
“Falyalı, Denktaş Anıt Mezarı’nı yaptırmak için Başbakanlığa resmen başvurdu.”
“Halil Falyalı’dan Baf şehitleri için manalı bağış”
“Halil Falyalı’dan örnek davranış.”
2019-2021 yıllarına ortasına ilişkin haberler bu türlü uzayıp gidiyor.
İsmini İngilizce arattığınızda 2004 yılında İngiliz futbol kulübü Fullham’ı almak istediğine dair İngiliz gazeteleri ve Reuters’ta çıkmış haberler karşınıza çıkıyor.
Madalyonun bir yüzünde Kıbrıslı, güçlü, hayırsever bir iş insanı var.
Zati, Sedat Peker’in görüntüsünden sonra da Kıbrıs’ta oteli, casinosu ve bahis siteleri olan bir iş insanı olduğu yazıldı. O da kendisini bu türlü savundu.
Lakin sahibi olduğu “yedi yıldızlı” olma tezindeki Les Ambassadeurs Hotel & Casino’su 2017 yılının aralık ayında açılmış.
Pekala ya öncesi?
Kıbrıs kaynaklı haberlerde Mağusalı bir aileden gelen Falyalı’nın casinolarda bodyguardlık yapan bir gençken böylesine bir zenginliğe ulaşması kuşkuyla anlatılıyor.
Daha fazla detay yok.
2017 yılının sonunda otel ve casino sahibi olmadan evvel ne iş yaptığıyla ilgili üç eski haber bir fikir veriyor.
Birinci haber 2007 yılında yapılan “Game Over” isimli bir operasyona ilişkin.
İstanbul Emniyeti’nin çıkar maksatlı hata örgütü kurarak internet üzerinden kumar oynatıp haksız kar sağladıkları öne sürülen şahıslara yönelik düzenlediği “Game Over (Oyun bitti)” operasyonunda hakkında iddianame düzenlenen sanıklardan biri Halil Falyalı’nın kardeşi Hüsnü Falyalı’ydı. “Suç örgütüne üye olmak” ve “zincirleme biçimde kumar oynatma hatasına katılmak” hatalarından 1 yıldan 4 yıl 9’ar aya mahpus istemiyle yargılandı. Halil Falyalı’nın verdiği bilgiye nazaran kardeşi Türkiye’ye gidip tabir verdi ve bu davadan beraat etti.
İkinci haber 2009’dan:
“İşadamı Şaban Emre’yi afsalt ihalesine girdiği için tehdit ettikleri sav edilen ve “mülke tecavüz” ve “taciz” cürümlerinden geçtiğimiz Perşembe günü polis tarafından gözaltına alınan Halil Falyalı, Ali Falyalı ve Sabri Yıldırım, evvelki gün çıkarıldıkları Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde hür bırakıldı. Polisin inanılmaz güvenlik önlemeleri altında mahkemeye getirilen zanlılar, tahkikat duruşmasında hür bırakıldı.”
Sonra 2011’den bir haber:
“CTP’li Ömer Kalyoncu, Halil Falyalı tarafından tehdit edildiğini argüman etti. Meclis’te konuşan Kalyoncu, bir arazinin satışıyla ilgili yaptığı konuşmanın akabinde Halil Falyalı’nın kendisini aradığını ve “Neden benimle uğraşıyorsun? Senin İstanbul’da çocuğun da var” diyerek çocuğuyla tehdit ettiğini savundu. Falyalı’nın Cumhurbaşkanı Eroğlu ile de yakın bağı var.”
Lakin daha aydınlatıcı bilgiler İngilizce aramada çıkıyor.
Court Listener, ABD’de mahkeme evraklarına herkesin ulaşabilmesi için açılmış kamu sitelerinden biri.
İddianamelere, tutuklama evraklarına fiyatsız ya da kimilerine küçük fiyatlar karşılığında ulaşabiliyorsunuz.
Court Listener sitesinde Halil ve Hüsnü Falyalı kardeşler hakkında 2015-2016 yıllarına ilişkin 14 kayıt var.
Bunlar yazılı sözler, iddianameler, tutuklama kararları, mahkeme kayıtlarından oluşuyor.
3 Temmuz 2015 tarihli Virginia Doğu Bölgesi Mahkemesinde açılmış bir davada verilmiş yazılı ifadeyi fiyatsız okumak mümkün.
https://www.courtlistener.com/docket/6250079/2/united-states-v-falyali/
Bu ABD devletinin Halil ve Hüsnü Falyalı ile Özgür Demir’e karşı açtığı davada verilmiş bir yazılı söz.
Falyalılar hakkındaki tutuklama kararının dayandığı bu yazılı ifadeyi veren Timothy D. McGrath, DEA yani ABD Uyuşturucu ile Çaba Dairesi’nin 20 yıllık özel casuslarından biri.
Falyalılarla ilgili soruşturmayı o yürütmüş.
Çok kapsamlı, casusların kullanıldığı, yem için yüklü ölçüde paraların harcandığı bir soruşturma olduğu anlaşılıyor.
Sözünün başında Falyalı kardeşlere yönelttiği suçlamayı şöyle özetlemiş DEA özel casusu: “Kıbrıs’tan Türkiye’ye ve İngiltere’ye eroin naklettiklerine, bu uyuşturucu satışının gelirlerini akladıklarına, ortalarında ABD’nin de olduğu dünyanın öteki bölgelerine uyuşturucu satışı için süreçler yaptıklarına inanıyoruz.”
Argüman; telefon görüşmeleri, içlerine sokulan bir casusun tabiri, para transferleri, fiziki takipler ve ABD devlet kurumlarının verdiği bilgilere dayanıyor.
Kıbrıs’tan İngiltere’ye havayolu kargosuyla meyve ve sebzeler ortasında saklanmış kilogramca eroin kaçırdıkları tespit edilmiş.
2012 yılında Falyalı kardeşlerle birlikte yargılanan Özgür Demir İngiltere’de 18 kg eroinle yakalanmış.
Mayıs 2011’de Falyalı kardeşler Kıbrıs’ta görüştükleri davada CS-1 olarak kodlanan şahide, Türkiye ile Kıbrıs ortasında uyuşturucu nakliyatında kullanılmak üzere ABD’den ticari bir bot aldıklarını, bu botun iyi havalarda 500 kilo uyuşturucuyu 40 dakikada Mersin’den Mağusa’ya taşıyabildiğini anlatmış.
Daha sonra ikinci suçlama olan kara para aklamasıyla ilgili yapılan operasyonların detayları anlatılmış.
DEA, parayı nasıl akladıklarını direkt Falyalılardan öğrenmiş.
2012’de bir DEA casusu, kara parasını ABD’den Bulgaristan’daki bir hesaba aktarabilmek için onlarla temasa geçmiş. Süreç hakkında onlarca telefon konuşması yapmışlar.
Bu konuşmaların akabinde DEA’ya ilişkin ABD’deki kapalı bir hesaptan Halil Falyalı’nın Kıbrıs’taki bir şirket ismine açılmış İş Bankası’ndaki hesabına evvel 44.750 dolar, akabinde 100 bin dolarlık ödemeler gönderilmiş.
Falyalı bu ödemelerden yüzde 10 kurul ve masrafları alarak paraları Bulgaristan’daki tekrar DEA’nın açtırdığı kapalı hesaba aktarmış. Yani para aklama an be an izlenip, tespit edilmiş.
Falyalı, Cüneyt Özdemir’in programında, hakkında ABD’de açılan bu davadan bahsederken uyuşturucu ile ilgili argümanlardan hiç bahsetmeden şöyle dedi:
“Bir DEA raporundan bahsediliyor. Doğrudur basından gördük. 30 bin doların aklanmasından ötürü bir soruşturmadan bahsediliyor. Bir adam 30 bin doların aklanmasından bu türlü bir soruşturma yer mi? FETÖ’den tutuklu olan Metin Topuz aradı, görüşmek istedi. Görüşmedim.”
Mevzuyu DEA’dan, FETÖ’ye bağlama suratı pek profesyonelce.
Pekala, 2015’de ABD’de hakkında DEA soruşturması sonucu uyuşturucu kaçakçılığı ve kara para aklamadan dava açılmış ve tutuklama kararı çıkarılmışken Falyalı KKTC’de ne yapıyordu?
2015 yılında Kıbrıs gazetelerinden bir haber okuyalım artık de:
“Ünlü casino müdürü H. A. Vegas standartlarında casino açıyor… Ülkemizin ünlü işadamlarından Halil Falyalı ve Veysel Şahin’in sahibi olduğu, yakında açılacak olan otelin casinosu Atıcı’ya emanet.”
https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n164720-unlu-casino-muduru-hakan-aticidan-vegas-standardi
Böylelikle geldik hususun en kritik isimlerden birine; Veysel Şahin.
Veysel Şahin, Sivaslı bir ‘iş insanı’. Kıbrıs’ta büyük gayrimenkul yatırımları var.
Pekala paranın kaynağı nereden geliyor?
Karşılığını 2016 yılında İstanbul Emniyeti’nin yaptığı Handikap isimli sanal bahis çetesi operasyonundan aldık.
Şahin, “1xbet, Fortizsbet, Betvigobet, Marimbet, Erabet, Kolonybet, Jollybet, Astecbet” diye giden onlarca sanal bahis sitesinin sahibi.
MASAK datalarına nazaran Şahin’in yönettiği bahis ve kumar çetesi yıllık 5 milyar euroya hükmediyor.
Bunun merkezi de Kıbrıs.
2016’daki operasyonda çeteden 45 kişi gözaltına alınıp tutuklandı. Ama iki kişi yakalanamadı. O günkü haberlerden okuyalım:
“Çetenin Türkiye ve Kıbrıs ayağının başı Veysel Şahin ve onun muhafazası Halil Falyalı ise hala firari.”
Gazetecilerin manşetlerinden düşmeyen operasyonun iki zirve ismi Veysel Şahin ve Halil Falyalı’yı KKTC’den Türkiye’ye getirmeye devletin gücü nedense yetmemiş.
Hatta sanal bahis çetesinin firari başkanı olarak aranırken Veysel Şahin, kameraların karşısına KKTC’de Birinci Lig’de oynayan Ozanköy Futbol Kulübü’nün fahri lideri olarak çıkmış.
http://www.arenasporkolik.com/futbol/veysel-sahin-ozankoy-fahri-baskani-oldu-h12601.html
Hatta onun dayanağıyla KKTC’nin ikinci liginden harika ligine çıkan bu mahalle kulübü, büyük bir transfer de yapmış. Beşiktaş’ı şampiyon yapan Sergen Yalçın, Veysel Şahin ile anlaşarak, Ozanköy’ün futbol yöneticisi olmuş.
https://www.star.com.tr/spor/sergen-yalcin-ozankoy-takiminin-futbol-direktoru-olacak-haber-1214491/
Şahin o kadar rahatmış ki Sivas’ta yaşayan babası ağaçtan düşüp kalçasını kırınca 2017’nin temmuz ayında özel uçakla babasını görmeye Sivas’a gelmiş.
Özel uçağıyla KKTC’ye dönmeye hazırlanırken yakalanmış ve Silivri Cezaevi’ne gönderilmiş
Ancak, Veysel Şahin’in tutuklanmasından sonra bir sürü tuhaflık yaşanmış.
Star gazetesinden Kemal Gümüş, bu tuhaflıklar üzerine “Kim bu Veysel” başlıklı bir haber yazmıştı. Ondan okuyalım:
“Şahin’in 18 Temmuz tarihinde yakalanarak tutuklanmasından sonra savcılık hiçbir belgede görülmemiş birtakım gelişmelerin yaşandığını tespit etti. Şahin’in tahliyesi için adeta seferber olan yüzlerce nüfuzlu ismin Ankara, İstanbul ve Kıbrıs ortasında inanılmaz bir görüşme ve bürokrasi trafiği başlattığı belirlendi. Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Şahin için dört bir koldan teşebbüste bulunan adamlarının bunun için çalmadık kapı, görüşülmedik hukukçu ve bürokrat bırakmadığı lakin tüm uğraşlarının savcılığın sağlam evrakı karşısında sonuçsuz kaldığı öğrenildi. Şahin’in tahliyesi için Ankara ve İstanbul’da ortaya adeta servetlerin döküldüğü tezleri üzerine Büyükçekmece Başsavcılığı Adalet Bakanlığı’na yazı yazarak Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Veysel Şahin ile kimlerin görüştüğünün tespit edilmesini istedi. Silivri 1 Nolu L Tipi kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’nün gönderdiği karşılığı yazıda ise şok bir bilgi ortaya çıktı. Buna nazaran Veysel Şahin’i yalnızca iki ay içinde 103 avukat tam 303 defa ziyaret ederek bir rekora imza atmış.”
https://www.star.com.tr/politika/kim-bu-veysel-haber-1272442/
2018 yılının Nisan ayında ise daha da tuhaf bir şey oldu.
Meşhur avukatlarından birinin teşebbüsüyle Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi itirazları haklı bularak Veysel Şahin ve 3 adamının tahliyesine karar verdi.
O tahliye kararı sonrası yaşanan tuhaflıkları da Hürriyet’ten Toygun Atilla’nın haberinden okuyalım:
“Tahliye kararları birebir gün içinde faksla Metris ve Silivri cezaevlerine gönderildi. Şahin’in adamları 13 Nisan 2018 saat 20.00 sıralarında Metris Cezaevi’nden salıverildi. Birebir saatlerde Silivri Cezaevi’nden salıverilmesi beklenen Şahin’in tahliyesi ise birtakım eksikliklerden ötürü gerçekleşmedi. Bu sırada ise Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Şahin ve adamlarının tahliyesine itiraz ederek yakalama kararı çıkarılması için tıpkı mahkemeye başvurdu. Tıpkı gün yani 13 Nisan 2018’de saat 22.00 sıralarında toplanan Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Şahin ve adamları hakkındaki tahliye kararının kaldırılmasına ve haklarında yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti.”
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/4-saatlik-skandal-baron-kaldi-adamlari-kacti-40855317
Şahin, mahpustan çıkamadan tekrar yakalandı.
Kararın geri dönmesinde HSK bile devreye girmişti. Bunu da Sabah’tan Nazif Karaman’ın haberinden öğrenmiştik:
“Veysel Şahin’i aldığı mahpus cezasından zorlama bir kararla kurtarmak istediği sav edilen 2 Ağır Ceza Yargıcına, Yargıçlar Savcılar Şurası (HSK) müdahale etti. 2 hâkim, açığa alındı ve haklarında soruşturma başlatıldı.”
Veysel Şahin, yargıda yaşanan güç savaşlarının akabinde mahpusta kaldı.
Fakat soruşturmanın iki numaralı ismi olan Halil Falyalı, bu soruşturma kapsamında Girne’den İstanbul’a getirilemedi.
Pekala, bütün bunlar olurken Falyalı ne yapıyordu?
Soruşturmanın başlamasından bir yıl sonra 2017’nin Aralık ayında Veysel Şahin ile ortak olduğu yedi yıldızlı Les Ambassadeurs Hotel & Casino’sunu tek başına açtı.
https://haberkibris.com/kuzey-kibrisin-ilk-7-yildizli-hoteli-hizmette-2017-12-28.html
ABD’de bir mahkemede tekne alıp Mersin-Mağusa ortasında uyuşturucu nakliyatı yaptığıyla ilgili bir DEA özel casusunun argümanları bulunan Falyalı, 2018 yılında otelinin önünde bir yat limanı inşaatına başladı.
http://www.haberatorkibris.com/girneye-yeni-yat-limani-18460h.htm
2019 yılında Girne’deki balık lokantasının açılışı ise neredeyse KKTC bakanlar heyeti toplantısına döndü:
“Falyalı’nın yeni balık restoranının açılışını Başbakan Ersin Tatar, Turizm ve Etraf Bakanı Ünal Üstel, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Güç ve İktisat Bakanı Hasan Taçoy, Sıhhat Bakanı Ali Pilli, Girne Belediye Lideri Nidai Güngördü yaptı.”
https://www.kibrisgazetesi.com/magazin/kibrisin-en-iddiali-balik-restorani-hizmette-h78858.html
Bu ortada otelinin önündeki yat limanı da tamamlandı.
Kıbrıslı ve Türkiye’den siyasetçiler ve sanatkarlarla iyi alakaları olduğu anlaşılan Falyalı’nın ismi bütün bunlara karşın Türkiye’de Peker görüntülerine kadar bilinmiyordu.
Ancak 2020 yılında Türkiye’de kimi köşe müellifleri birebir anda Falyalı ile ilgili yazılar yazmışlardı.
15 Kasım 2020’de birinci yazı Star gazetesinden Ersoy Dede kaleme aldı: “Yasa dışı bahis şebekeleri yolun sonuna geldi.”
O günlerde ortada bir bahis soruşturması yoktu.
Yazıyı Twitter’dan “İngiltere ilişkili yasa dışı bahis operasyonunda da tıpkı isim çıkıyor karşımıza, Almanya ilişkili operasyonda da.. Yeterli de kim bu Halil Falyalı?” diye duyuran Dede, 2007 yılında yapılan Game Over soruşturmasını anlatıp, mevzuyu Halil Falyalı’ya getirmişti:
“Buradaki tertibin KKTC ayağında Halil Falyalı ismini görüyoruz.. Peşinden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Game Over ismiyle çok büyük bir sanal bahis operasyonu yaptı.. Hatta bu operasyonu layıkıyla yapabilmek için polis önemli ciddi para kaptırdı bu çeteye.”
Tuhaf olan yazı gelmekte olan bir operasyonu duyuruyordu:
“Ve sıkı durun. Bütün bu trafiği bilmesi gereken yerler biliyor.. Çok kısa mühlet içinde çok sarsıcı operasyonlar yapılacağını söyleyeyim şimdilik yalnızca. Operasyona verilen isim üzere yani süreç; ‘game over’.”
https://www.star.com.tr/yazar/yasadisi-bahis-sebekeleri-yolun-sonuna-geldi-yazi-1587595/
Bir gün sonra 16 Kasım 2012’de Türkiye gazetesinden Cem Küçük, emsal içerikli bir Halil Falyalı yazısı yazdı: “Peki bu yasa dışı bahis ve kumarın KKTC ayağında kim var? Halil Falyalı. Temmuz ayında yapılan operasyon ve düzenlenen iddianamede Halil Falyalı ve öteki üyelerin zincirleme kumar oynatma cürmünü nasıl işledikleri anlatılıyor”
https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/cem-kucuk/616238.aspx
O yazının sonunda da gelmekte olan bir operasyon ilan ediliyordu:
“Polisin tespit ettiği yasa dışı kumar oynatılan sitelerden biri maksipara.com sitesi. Burası da Halil Falyalı’nın kardeşi Hüsnü Falyalı ya ilişkin Yakın vakitte bu şebekelerin hepsinin çökertildiğini göreceğiz. Yasa dışı bahis artık ne değerine olursa olsun bitmeli”
Küçük, 9 gün sonra neredeyse birebir içerikte bir Falyalı yazısı daha yazdı.
Yazıda, 2016 yılında yapılmış operasyondan bahsediliyor, “Kıbrıs’ta yasa dışı bahis Mustafa Akıncı vaktinde tepe yapmış. Yeteri kadar gayret edilmemiş” deniyordu, sonunda yeniden mevzu Falyalı’ya bağlanıp, 9 gün evvelki yazıdaki üzere bir operasyonun geldiği ilan ediliyordu:
“Kıbrıs’ta birçok suça ismi karışan ve uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı öne sürülen Falyalı’nın şebekenin Türkiye’ye ve Kıbrıs ayağının korumalığını yaptığı bilgisi soruşturmayı öbür bir boyuta taşıdı. Falyalı ismi sebebiyle döviz ofisleri ortasındaki para transferlerinin de uyuşturucu parasıyla yapılmış olabileceğini ortaya çıkardı… Devletimiz uyuşturucu ve yasa dışı bahis ortasındaki ilişkiyi de uzun vakittir tespit etmiş durumda. Vakitle daha büyük operasyonlar gelecek ve yasa dışı bahis oynatıp uyuşturucu ticareti yapanlar yargıya hesap verecek.”
https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/cem-kucuk/616357.aspx
Bir gün sonra Star’da Dede de neredeyse birebir argümanlarla ikinci Falyalı yazısını kaleme aldı:
“Yasa dışı bahis ve terörün finansmanı” başlıklı yazı 11 gün evvelki yazıdan farksızdı, o da Akıncı devrinde yasadışı bahisle gayret edilmediğini söylüyor ve yazı tekrar tıpkı finalle bitiyordu:
“Operasyon geliyor.”
“Bakın bu sistemin KKTC ayağında bir isim daima karşımıza çıkıyor.. Halil Falyalı.. Döviz ofisleri üzerinden valizle taşınan paranın da karşılayıcısı, elektronik cüzdan üzerinden yapılan fintek transferlerinin de karşılayıcısı tıpkı isim.. Ve bugüne kadar Mustafa Akıncı periyodunda KKTC’de çok rahat hareket etmiş.. Türkiye ve KKTC ayağında da daima birebir isim ve yapı çıkıyor karşımıza.. Bugünlerde, o yapıya da operasyon geliyor.”
https://www.star.com.tr/yazar/yasadisi-bahis-ve-terorun-finansmani-yazi-1590027/
10 gün ortayla iki gazeteden iki köşe müellifinin dört yazı yazıp ilan ettikleri o operasyon gelmedi.
Bu yazıların ve tweet’lerin bir kısmı daha sonra silindi ya da mahkeme kararıyla kaldırıldı.
ABD’de uyuşturucu kaçakçılığı ve kara para aklamadan hakkında tutuklama kararı olan, Türkiye’de yasa dışı bahis soruşturmasında ele başlardan biri olarak geçen Falyalı’nın lokantasını açan Başbakan Ersin Tatar, Ekim 2020’de Türkiye’nin açık takviyesiyle KKTC Cumhurbaşkanı seçildi.
Türkiye’nin yerli ve ulusal sloganlarla, hamasetle, bol bayrak, vatan edebiyatıyla Kuzey Kıbrıs’a layık gördüğü işte bu türlü bir ülke olmak.
Her şey 1996’da Türkiye’de kumarhanelerin yasaklanıp, bu bölümün, bütün başka aktörleriyle KKTC’ye taşınmasıyla başladı.
Bu 25 yılda KKTC, hatalıların rahatça saklandığı, kumarhane, sanal bahis, uyuşturucu, mafya, kara para cenneti haline geldi.
1996 yılında bu kararla adanın bir mafya, kara para hata merkezi haline geleceğini gören Kutlu Adalı, yazılarında yetkilileri uyarmaya çalışmıştı.
25 yıl sonra geldiğimiz şu tablo, Kutlu Adalı cinayetinin 25 yıldır neden faili meçhul kaldığını tek başına anlatıyor.
Karar